4 Şubat 2015 Çarşamba

Dyette 1. gün 3 Şubat 2015 Salı

Merhabalar,

Bu yazımı dün akşam yazmayı planlamıştım benim koca güzel bir film açtı "gel" dedi "film seyredelim". Kıramadım :) Bugün hem dünü hem bugünü yazacağım.

Yüzleşme!

Sabah kalktım, uzun zamandır korkudan tartılamıyordum. Artık gerçeklerle yüzleşmemin zamanı gelmişti. Çıktım tartıya ve 60,2 kg çekti bu beden. bense 59 falan olmuşumdur diyordum. Nerdeee. Sen kandır kendini Seda. 
Bu gazla işe gittim. Zaten her sabahım bir maraton benim için. :) Bir insan her gün mü geç kalır? Her gün mü servise koşarak gidip kıl payı yetişir ya da kaçırır... Neyse eğer 60,2 den fazla değilse kilom, işte buna borçluyum :)) 

Kahvaltı

Her sabah sevgili iş arkadaşlarım Semra Abla, Esra Abla, Büşra ve Aytekin Abi ile kahvaltı yapıyoruz. Zaten kahvaltıda ekmek yememeye karar vermiştim ama arada Aytekin Abi'nin ısıttığı nefis bazlamayı görünce ben de ortak çıkıyordum. Bundan böyle kesinlikle taviz yok! Öyle de oldu ekmek yemedim, aslında bir kibrit kutusu peynir yazan diyet reçetelerine oldum olası gıcığımdır ama bi baktım her gün ben de 1 kibrit kutusu kadar peynir yiyormuşum. Yanında 6-7 adet zeytin ve 1 adet haşlanmış yumurta yedik. İş yerinde yumurta haşlayıp ekmek kızartabilme lüksümüzün de maşallahı var bu arada ;)

Öğle vakti

Yaptığımız kahvaltı bizi öğle yemeğine kadar tok tutuyor. Öğlen de yemekhanede ne çıkarsa bahtımıza. Dün susamlı tavuk ( 3 kalın parmak kadar) yoğurtlu çorba, patates püresi ve irmik helvası vardı menüde. Ben sadece tavuk ve çorbadan takıldım. Bi de baktım kızlar almışlar önlerine helvaları! hadi püreye bişey demeyim dedim de dayanamadım alıverdim önlerinden helvalarını. İsteyenlere dağıttım. Bu ne canım! hemen unutulmuş verilen sözler! İyi ki varmışım da yemediler sayemde :) :P Zaten güzel yapamıyorlar helvayı bizim yemekhanede. Değse bari alacağınız kalorilere. cık cık cık... 
Yemekten sonra hava da güneşliydi yürüyüş yapalım dedik. Bizim Büşra da artık yürümeyi öğrendi. :)) Büşra, Esra Abla ve ben yani diyet ekibi köye yürüdük. Kampüsün çıkışında Bağlıca Köyü var. Arka nizamiyeden çıkınca dik yokuşu inince market falan var. Oraya yürüyoruz arada. Horoz sesleri, kedi, köpek... tam sevdiğim organik hayat. Güneşli günlerde çok güzel oluyor köye yürüyüş yapmak. Bir de kuvvetli rüzgar karşıdan suratımıza suratımıza esmeyedi daha iyi olacaktı. Hemen geri dönmek isteyen oldu aramızda. Şimdi ismini verip kendisini herkesin içinde rencide etmek istemiyorum. O anladı. :) Yılmadık. Rüzgara karşı, yüz felci geçirme korkusuyla yürüdük. Neyse dedik dönerken arkamızdan eser itekler bizi. Yok! Yine önden esiyor mübarek... Marketten eskisi gibi kola, çikolata fln alamadık bu sefer tabikide. Yoğurt aldı kızlar, müsli aldılar bir de. Tatlı ihtiyaçlarını gideriyormuş. Peki dedik saygı duyduk. Döndük.

Akşam

Akşama kadar bişey yemedim. Çook acıktım. Bi de baktım benim koca, tavuk çıkarmış dondurucudan. İyi dedim isabet. Ben de öğlen yediğim 3 parçacık susamlı tavuğa doyamamıştım zaten. Nezamandır da susamlı tavuk denemek istiyordum. Yapayım dedim. İnternetten bi tarif buldum yarısını okudum. "Haa tamam tahmin ettiğim gibi" deyip işe koyuldum. Sonuç; benim susamlı tavuklar oldu simit... :)) Şimdi gülüyorum ama ozaman çok moralim bozuldu. Tavuk mu yiyoruz simit mi? Gözünü kapasan anlamazsın. Kızarttım her yer yağ oldu bulaşık oldu.. Öff! Bi de bulaşığına değecek bişey olsaydı bari. Sizde de var mı? bilmem ama yaptığım yemeklerin illaki beğenilmesini isterim. Başarısız olunca çok moralim bozuluyor. Genelde güzel tepkiler alıyorum yemeklerime. Yani burdan beceriksiz, eli lezzetsiz falan diye sonuç çıkarılmasın lütfen.
Yani özet olarak akşam da tavuk yedim sadece. Azıcık turşu suyu içtim. Mayonez yokmuş malesef barbekü sos, acı sos fln takıldım. Ketçap sevmiyorum. Biraz da sarımsaklı yoğurtlu kereviz salatası vardı ondan yedim. Gece boyunca da şekersiz çay içtim. Çayı şekersiz içmeye alışık olduğumdan iyi oluyor. ;)

Bakalım kilo vermiş olacak mıyım?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder