14 Eylül 2015 Pazartesi

Limon Granita



Ekşi, soğuk şeylere bayılıyorum. Tekbaşına buz da yerim ben. Siz de benim gibilerdenseniz bu tarife bayılacaksınız. İtalyanlar buzu aromalı severmiş. Yine ünlü İtalyan pasta şefi Buddy Valastro'nun tv programında verdiği tarifi sizlerle paylaşmak istedim. Ben hem limonlu hem vişneli denedim. İkisi de çok güzel oldu. Yaz sıcaklarında çok iyi gidiyor.

Malzemeler:

  • 1 su bardağı limon suyu
  • 2 su bardağı su
  • 1 su bardağı şeker
  • 1 dal biberiye (isteğe bağlı)
  • sıktığımız limonların kabuğu

Tüm malzemeler tencerede kaynatılır (tarif böyle ama ben C vitamini ölmesin diye kaynatmadan da denedim öyle de güzel oldu ancak şekerin iyice eridiğinden emin olun. şeker ve limon kabuklarını önce ovun) sonra bu karışımı borcama süzün. borcamı dipfrize koyup yarım saatte bir çatalla karıştırın. en son tamamı kar haline gelecek. bu işlem toplamda 3 saat kadar sürüyor. en son elde ettiğimiz bu nefis limon karını kaselere koyup üzerine limon kabuğu serpip nane yaprağıyla süsleyerek servis yapabilirsiniz. afiyet olsun.
Vişneli yapmak isterseniz. bildiğiniz vişne kompostusunun suyunu borcama döküp yine karıştırarak dondurun. harika oluyor. Vişne taneleri ziyan olmasın isterseniz. onları da elekten geçirip suyuna katın hiç belli olmuyor.

Sarımsaklı Ekmek Tarifi




  • 2 adet ince somun ekmek
  • 200g tereyağ
  • 1 avuç maydanoz veya 2 tatlı kaşığı sebze kurusu
  • 3 diş sarımsak
  • İstediğiniz kadar parmesan peyniri rendesi

 Hazırlanışı:
Tereyağı, ince kıyılmış maydanoz, rendelenmiş sarımsak ve rendelenmiş parmesanı bir blendıra koyup güzelce karışmasını sağlayın.
somun ekmeği boylamasına ikiye kesin kestiğiniz somunları tam kopmadan dilimler gibi yapın ki tereyağ aralara da girsin. sonra üzerine hazırladığınız karışımdan bolca sürün. 180 derecede 7 dakika pişirin. isterseniz daha sonra ızgarada da biraz kızartın.
Bu tarifi ünlü İtalyan  pastacılar kralı Buddy Valastro tv programında yapmıştı. Ben de hemen yazdım ve uyguladım. Harika oluyor. Mutlaka deneyin.

Nerede Ne Yesek? 3


TİNT CAFE BİSTRO

Vamos Sports Komplex'in girişinde Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi üzerinde bulunan, spordan sonra ya da önce uğramadan edemediğimiz tamamı birbirinden lezzetli ana yemekler, aperatifler, pizza ve gurme burgerleriyle ne yeseniz pişman olmayacağınız bir cafe. Her şeyden önce Tint'te bir pizza yeyin derim. Ayrıca ev yapımı limonata ve çilekli limonatayı da tavsiye ederim.


6 Şubat 2015 Cuma

Diyette 3. gün

Selamlar efenim,
Bu sabah da her sabahki gibi mevsimin kış olmasından ötürü yeşillik fakiri sade kahvaltımızı yaptık. Yine de şükür. Arkadaşlarla kahvaltı yapmaya başlamadan önce evde kahvaltıya da zaman bulamadığımdan poğaça tost simit fln yiyordum. Son derece besin değeri düşük bir başlangıçtı. Şimdi hiç olmazsa peynir yumurta flnn geçiyor boğazımdan. Allah razı olsun arkadaşlarımdan. :)
 Ha unutmadan tabi ki tartıldım ve yine 59,5 kiloydum. 

Öğle vakti

Bu aralar hava pek güneşli, pek güzel. Bahar havası var. Bir daha hiç soğuk olmayacakmış gibi hissediyor insan. İçimden çiçekler açıyor. En neşeli müzikler yayılıyor etrafıma. Hava ruh halimi çok etkiliyor benim.
Öğlen ne yediğimize gelirsek, ıspanak graten, yoğurt, çorba ve malesef cevizli erişte yedik. Evet yedik... Büşra'cığım bana baktı ve dedi ki e şimdi bunu yemeyelim mi? Yemeyelim de ne yapalım? Akşama az yeriz dedik. Hep öyle denir ya. :)
Semra Ablacığım çok hasta boynu, kolu tutuk. Tenisçi dirseği olmuş galiba. Hava da güzel medikoya iğne yaptırmaya götürdük bölümce! Sarıp sarmalandı, etrafında 10 kişi hürra medikoya. :) Çok değerli ablamız... Şifa bulasın tez zamanda inşallah.
Önemli bir gelişmeden de söz etmeden geçemeyeceğim. Bizim kampüste 10 küsür tane pek iri yarı ve korkunç görünmelerine karşın, içlerinde uysal melekler olan zimmetli köpeklerimiz var. Hepsi aşılı, karneli, gönüllülerin verdiği para ve emekle düzenli bakılan mlekler. Yanlarına gider gitmez sırt üstü yatar karınlarını açarlar.
İşte bizim Büşra bu meleklerden korkmayı başarıyor. Yanlarından bile geçemiyor iken dün mucizevi bir şekilde Ceylan'ı (kampüsümüzün en sevilen maskot köpeği) yanına çağırmış, önüne yatırmış ve sevmiş!!! Buradan onu alkışlıyoruz. Herkese örnek olsun. Bravo arkadaşıma!

Akşam

Akşam eve gittğimde Yusuf (eşim) "Ben yatıyorum, 7 de çıkacaz, beni uyandırma." deyip ışık hızıyla uykuya daldı. Yemek yemeyecekmiş. Peki dedim. Zaten evde yemek de yoktu. Ben de kendime tereyağında 2 yumurta kırdım. 1 ince dilim tost ekmeğiyle yedim. Sonra acelece hazırlandım. Her zamanki gibi ne giyeceğime bir türlü karar veremedim. Karar verdiğim pembe bluzum da göbek bölgemdeki simiti sergiledi maşallah. Giyemedim malesef. Giyinmek de önemli. Kusurları gizlemek gerek.
Bu gece salsa gecesi! Tüm hata bu günü iple çekiyorum. Salsa kursuna gidiyoruz.Salsa Angora'ya. Kıvanç Hoca süper öğretiyor! Çok seviyorum dans etmetyi. Allahtan Dans seven bir kocam var. Çok şanslıyım!
Tüm gece dans ettik. Baya efor sarfettik ve eğlendik. Bolca kalori yakmışızdır derken Yusuf demez mi? "Ben acıktım..." Saat olmuş gecenin 11'i. Evde de yemek yok. "Soslu dürüm yiycem" dedi. Olamaz! Gittik aspava'ya. "sen de ye hadi yarım ye." Israrlara dayanamayan ben, "E hadi neyse yarım yiyim bari" dedim. Benim diyet GÜMM!! Okadar hareket boşa gitti. Yarın kesin yüksek çıkacak kilom.

Saç Elektriklenmesine karşı neler yapabiliriz?





 Pek çoğumuzun ortak sorunu saç elektriklenmesi. Kazak giyip çıkarırken ya da şapka veya atkı kullanırken saçlar dikilir, suratınıza yapışır. Çok sinir bozucu biliyorum. Statik elektrik genellikle saçın yünlü malzemelerle sürtünmesinden oluşur. Bu yüzden kışın daha çok yaşarız bu sorunu. Özellikle de Ankara gibi kuru havası olan bir şehirde yaşıyorsanız bu sorunla daha çok karşılaşırsınız. Özellikle kış aylarına havanın nem taşıma kapasitesi azaldığından saçımız ve cildimiz iyice kurur. Peki bundan kurtulmak için neler yapmalıyız?


  • Nemlendirici özelliği olan şampuan kullanın. Kuru saçlar için olanı tercih edin. Şampuan çok önemli. içinde slikon, deterjan gibi saça zararlı kimyasallar içemeyen, su gibi renksiz, şeffaf, fazla köpürmeyen şampuan kullanın. Şampuan diplere uygulanır. Saç kremi uçlara uygulanır. Saçınızın uçlarını fazla şampuanlarsanız o da kurumaya neden olur.
  • Sıcak yağ tedavisi uygulayın. 3 yemek kaşığı zeytin yağını Bir kaseye dökün mikrodalgada biraz ısıtın. Sonra hafif ılık haldeyken saç diplerine ve uçlarına güzelce yedirin. Ardından saçınızı sıcak bir havluyla sarıp 1 saat bekletin. Sonra nemlendiricili kaliteli bir şampuanla yıkayın.
  • Saç köpüğünü deneyin. Köpük saçınızı biraz nemlendirip ağırlaştırır ve elektriklenmeyi önler. Ayrıca gün içinde nemlendirir.
  • Banyo sonrası saç yağı kullanın. Durulanmayan, uçucu saç yağlarından edinin. Hafif nemliyken saçınızın orta uçlarına doğru sürün. Saçın nemini hapsetmesini sağlar.
  • Bırakın saçınız kendi kendine kurusun. Banyodan sonra saçınızı fön makinesiyle kuruttuğunuzda saçın nemi hapsetmesini engellersiniz.
  • Metal bir nesneyi saçınıza sürtün. tamamına sürttüğünüzden emin olun. Böylece saçınızın statik elektriğini alırsınız. Plastik tarak kullanmayın.
  • Tarağınıza bir miktar saç spreyi sıkın.



5 Şubat 2015 Perşembe

Diyette 2. Gün

Merhaba dostlar,
Bu sabah güne merakla uyandım. Acaba kaç kiloydum? Gülmeyin. "1 günde de zayıflanır mı canım?" dediğinizi duyuyorum :) Evet zayıflanmaz ama ödem mödem gider. Nitekim teraziye çıktım ve ne göreyim! 59,5 kg! Heeeyt beee! Halay çeke çeke hazırlanıp çıktım evden. :) Bu gazla ben iki sene diyet yaparım. 
Bu sefer de servisi kaçırmadan nihayet işe vardım. Bir de ne göreyim! Bir ağaç ve altında yukarı bakan kalabalık... Meğer yavru bir kedicik ağaca tırmanmış, ordan tiz bir miyavlamayla çaresizliğini ve korkusunu dile getiriyor. Ağacın sık dalları arasından zar zor gördüm miniği. Basık suratlı, duman renkli, boncuk gözlü bir bebek... Aşağıda bizim kampüsün azılı köpekleri de bizimle nöbet tutuyor. "inse de parçalasak şu sersemi!" diye bakıyorlar. Ne yapsak? Ne etsek?... Kampüsümüzün cengaver genci Kadir'i çağırdık. Hemen ağaca tırmandı ancak kedi yabani, ondan da kaçıp atladı ve bu kez diğer ağaca çıktı. Bizim köpekler arkasından koştu tabi. Yakalayamadılar neyse ki. Sonra plan değiştirdik. Herkes bir köpek tuttu. Kediciğe bişey olmasın diye. Kadir yine tırmandı busefer yakaladı yavrucağı. Hemen içeri götürdük. Kedi maması verdik korkudan yiyemedi, yalanmakla yetindi. Sonrasını kampüsümüzün tüm hayvanlarından sorumlu, bilgili ve tabi ki hayvansever Hasibe Abla halletti. Bir kutuya koyup veterinere götürmüş. Aşılarını yaptırmış ama kedicik son derece vahşi olduğundan güvenli buldukları bir yere kedi yuvası ile bırakmış. Eğer çekip gitmezse besleyecekler. 
Bu macera sonunda hayli acıkmışım. Bunu farkettim. 

Kahvaltı

Bu sabah da her günkü gibiydi kahvaltımız. Peynir, zeytin, yumurta. Yaz gelse de domates salatalık yesek.

Öğle

Bu gün öğle yemeğinde çok güzel sulu et yemeği, pilav, salata ve çorba vardı. Ben et yemeğini, yarım porsiyon pilavı ve çorba ve salatayı yedim. Lezzetli ve sağlıklıydı bence. Şükür yarabbim! Yine doydu karnımız.

Akşam

Akşam iş çıkışı acıktım baya. Kızlarla 1-2 avuç kuruyemiş atıştırdık.
Aslında spor günümdü ama sağolsun kocam spor çantamı almamış. Spor yapamadım malesef :( O spora gidecek, ben de Cepa avmyi gezecektim. Öyle de yaptık. Akşam Cepa'da ne yesem diye düşündüm. Servis döner mi yesem? Yoksa tavuk mu? KFC yemeye karar verdim. 5 parça kanat, ayran ve küçük boy patates kızartması yedim. Sonra 1 saat avmyi dolaştım. Deli gibi araştırdığım ve sonunda The Body Shop'tan Rainforest'te karar kıldığım şampuanı aldım. Henüz denemedim ama yeni bir şey alınca çok seviniyorum ve heyecanlanıyorum. Ne alırsam alayım bu böyle. :) 
Akşam Elmas annemlere gittik. Orada da hiç bir şey yemedim. Çay içtim yine 2 bardak.
Yarın ola hayrola. Hoşçakalın. :)

4 Şubat 2015 Çarşamba

Dyette 1. gün 3 Şubat 2015 Salı

Merhabalar,

Bu yazımı dün akşam yazmayı planlamıştım benim koca güzel bir film açtı "gel" dedi "film seyredelim". Kıramadım :) Bugün hem dünü hem bugünü yazacağım.

Yüzleşme!

Sabah kalktım, uzun zamandır korkudan tartılamıyordum. Artık gerçeklerle yüzleşmemin zamanı gelmişti. Çıktım tartıya ve 60,2 kg çekti bu beden. bense 59 falan olmuşumdur diyordum. Nerdeee. Sen kandır kendini Seda. 
Bu gazla işe gittim. Zaten her sabahım bir maraton benim için. :) Bir insan her gün mü geç kalır? Her gün mü servise koşarak gidip kıl payı yetişir ya da kaçırır... Neyse eğer 60,2 den fazla değilse kilom, işte buna borçluyum :)) 

Kahvaltı

Her sabah sevgili iş arkadaşlarım Semra Abla, Esra Abla, Büşra ve Aytekin Abi ile kahvaltı yapıyoruz. Zaten kahvaltıda ekmek yememeye karar vermiştim ama arada Aytekin Abi'nin ısıttığı nefis bazlamayı görünce ben de ortak çıkıyordum. Bundan böyle kesinlikle taviz yok! Öyle de oldu ekmek yemedim, aslında bir kibrit kutusu peynir yazan diyet reçetelerine oldum olası gıcığımdır ama bi baktım her gün ben de 1 kibrit kutusu kadar peynir yiyormuşum. Yanında 6-7 adet zeytin ve 1 adet haşlanmış yumurta yedik. İş yerinde yumurta haşlayıp ekmek kızartabilme lüksümüzün de maşallahı var bu arada ;)

Öğle vakti

Yaptığımız kahvaltı bizi öğle yemeğine kadar tok tutuyor. Öğlen de yemekhanede ne çıkarsa bahtımıza. Dün susamlı tavuk ( 3 kalın parmak kadar) yoğurtlu çorba, patates püresi ve irmik helvası vardı menüde. Ben sadece tavuk ve çorbadan takıldım. Bi de baktım kızlar almışlar önlerine helvaları! hadi püreye bişey demeyim dedim de dayanamadım alıverdim önlerinden helvalarını. İsteyenlere dağıttım. Bu ne canım! hemen unutulmuş verilen sözler! İyi ki varmışım da yemediler sayemde :) :P Zaten güzel yapamıyorlar helvayı bizim yemekhanede. Değse bari alacağınız kalorilere. cık cık cık... 
Yemekten sonra hava da güneşliydi yürüyüş yapalım dedik. Bizim Büşra da artık yürümeyi öğrendi. :)) Büşra, Esra Abla ve ben yani diyet ekibi köye yürüdük. Kampüsün çıkışında Bağlıca Köyü var. Arka nizamiyeden çıkınca dik yokuşu inince market falan var. Oraya yürüyoruz arada. Horoz sesleri, kedi, köpek... tam sevdiğim organik hayat. Güneşli günlerde çok güzel oluyor köye yürüyüş yapmak. Bir de kuvvetli rüzgar karşıdan suratımıza suratımıza esmeyedi daha iyi olacaktı. Hemen geri dönmek isteyen oldu aramızda. Şimdi ismini verip kendisini herkesin içinde rencide etmek istemiyorum. O anladı. :) Yılmadık. Rüzgara karşı, yüz felci geçirme korkusuyla yürüdük. Neyse dedik dönerken arkamızdan eser itekler bizi. Yok! Yine önden esiyor mübarek... Marketten eskisi gibi kola, çikolata fln alamadık bu sefer tabikide. Yoğurt aldı kızlar, müsli aldılar bir de. Tatlı ihtiyaçlarını gideriyormuş. Peki dedik saygı duyduk. Döndük.

Akşam

Akşama kadar bişey yemedim. Çook acıktım. Bi de baktım benim koca, tavuk çıkarmış dondurucudan. İyi dedim isabet. Ben de öğlen yediğim 3 parçacık susamlı tavuğa doyamamıştım zaten. Nezamandır da susamlı tavuk denemek istiyordum. Yapayım dedim. İnternetten bi tarif buldum yarısını okudum. "Haa tamam tahmin ettiğim gibi" deyip işe koyuldum. Sonuç; benim susamlı tavuklar oldu simit... :)) Şimdi gülüyorum ama ozaman çok moralim bozuldu. Tavuk mu yiyoruz simit mi? Gözünü kapasan anlamazsın. Kızarttım her yer yağ oldu bulaşık oldu.. Öff! Bi de bulaşığına değecek bişey olsaydı bari. Sizde de var mı? bilmem ama yaptığım yemeklerin illaki beğenilmesini isterim. Başarısız olunca çok moralim bozuluyor. Genelde güzel tepkiler alıyorum yemeklerime. Yani burdan beceriksiz, eli lezzetsiz falan diye sonuç çıkarılmasın lütfen.
Yani özet olarak akşam da tavuk yedim sadece. Azıcık turşu suyu içtim. Mayonez yokmuş malesef barbekü sos, acı sos fln takıldım. Ketçap sevmiyorum. Biraz da sarımsaklı yoğurtlu kereviz salatası vardı ondan yedim. Gece boyunca da şekersiz çay içtim. Çayı şekersiz içmeye alışık olduğumdan iyi oluyor. ;)

Bakalım kilo vermiş olacak mıyım?